top of page

YENİ YAŞIM HOŞGELDİN


Geçen sene tam da bugün, “Yaşlanmak mı yaş almak mı” başlıklı bir yazı yazmış ve demiştim ki ben yaş almayı seçiyorum. İşte şimdi bir yaş daha aldım.


Çocukluğumda birinin 47 yaşında olduğunu duyduğumda, oooo ne kadar yaşlı diye düşünürdüm. Çocukluktan çıkıp 20’li yaşlar başlayıp, ardından da 30’lu yaşlar gelince, 40’lı yaşlar artık benim gözümde çok da yaşlı değilmiş canıma dönüştü.


Oysa şimdi biliyorum ki, önemli olan yaşın ilerlemesi değil, yaşın yaşayarak ilerlemesiymiş. Gözünü her yeni güne açtığında, yeni doğmuş gibi hissetmekmiş, havayı her soluduğunda derin derin içine çekmekmiş, çevrene her baktığında ilk kez görmüş gibi bakmakmış, kendini sevmekmiş, kendine saygı duymakmış, hiç tanımadığın bir insanın kalbine dokunmakmış, sevdiklerine sıkıca sarılmak, onlara destek olmakmış, öğrenmeye devam etmekmiş, öğretmekmiş, daha çok okumakmış, daha çok farkında olmakmış ve her şeyden önemlisi de şükretmekmiş.


İnsan yaş aldıkça anlıyor bazı şeylerin kıymetini ve yaş aldıkça öğreniyor hayatın değerini. Hayat yolculuğunun engebeli yollarında, dik ve sağlam adımlarla yürüdüğünde düşmeyeceğini, hayatla barışık yaşamanın önemini, elindekinin kıymetini bilip, elinde olmayana hayıflanmaman gerektiğini, her başarısızlığın aslında başarı yolunda alınması gereken bir ders olduğunu, hayata pozitif bakan sana iyi gelen, seni bir adım öteye taşıyan insanlarla birarada olmanın önemini yaş aldıkça öğrendim.


Yeni yaşım hoşgeldin.


İyi ki geldin. Bu sene seninle olan yolculuğumda, her şeyden önce kendime çok iyi bakacağıma, kendimle dost olarak, kendimi severek, hayatı daha da farkederek, öğrenmeye devam ederek, öğreterek, okuyarak, yazarak, çalışarak, sevdiklerimle ve ailemle birlikte mutlu olarak, eğlenerek, yüzümden gülümsemeyi eksik etmeyerek, başka insanların kalplerine dokunarak ve bol bol da şükrederek geçireceğime söz veriyorum.


İyi ki doğdum. İyi ki geldim ve iyi ki geçiyorum bu dünyadan.



bottom of page