Kendini Yenilemenin Sırları
- Tuba Atalay Kocabıyık
- 13 dakika önce
- 3 dakikada okunur

İnsanın mevcut halinden sıkılması, hayatını monoton bulması, gelişmeyi istemesi, kendi kendine yetmemesi insan doğasının bir parçasıdır. Ancak iki tip insan vardır;
Birincisi; kendi kabuğundan çıkmak için uğraşan, kendini yenileyebilen, değişime ayak uydurabilen, yetkinliklerini, becerilerini, insan ilişkilerini sürekli geliştirmeye çalışan insandır.
İkincisi ise; mevcut halinden sıkılan, bu durumdan sürekli şikayet eden ancak hiçbir şey yapmayan insandır.
Burada önemli olan da bu iki tip insan tipinden hangisi olduğumuzdur. Çünkü yenilik, öncelikle istemekle başlar, çabalamakla devam eder. Herhangi bir çaba göstermeden sadece istemek ve şikayet etmekle kendi kabuğumuzun dışına çıkmamız, çağa ayak uydurmamız ve “yeni bir ben” olmamız mümkün değildir.
Unutmamak gerekir ki; dün sahip olduğumuz becerilerle, bilgilerle, düşüncelerle bugünün dünyasında başarılı olmamız kolay değildir. Onlar bizi bugüne getirmiş olabilir ancak yarına götürmeye yeterli olmayacaktır. Bu nedenle yeniliğe kafa tutan insanlar, bir noktadan sonra kaybetmeye mahkum olur.
İşte bu nedenle; “Kendime yeni bir ben lazım” diyorsak;
Öncelikle yeniliği istemeli ve harekete geçmeliyiz. Ardından, kendimize zaman ayırabilmeli ve kendimizi keşfetmeliyiz. Nelerin bizi mutlu ettiğini, nelerden mutsuz olduğumuzu, bize iyi gelen şeyleri bulmalıyız. Ayrıca bunu yaparken, değerlerimize de odaklanmalıyız. Çünkü yenilenme için attığımız adımların, değerlerimizle örtüşmesi o adımın sağlıklı olmasında büyük rol oynayacaktır.
Kendimizi keşfetme sürecinden sonra, hoşlandığımız şeyler üzerine odaklanmalıyız. Yeniliklere açık olmalıyız. Bunlar yeni bir hobi olabileceği gibi bir kurs veya çeşitli projelerde yer almak olabilir. Ayrıca bu süreçte sosyal becerilerimizi geliştirmekte yenilenmemize katkı sağlayacaktır.
Sürekli gelişim içinde olmalıyız. Günümüz dünyasında kendini geliştirmek, bir seçenek değil, bir zorunluluktur. Eğer başarmak istiyorsak, rekabetin yüksek olduğu bu çağda, günceli takip etmeli, araştırmalı, okumalı, öğrenmeli ve öğretmeliyiz.
“Yeni bir ben” için konfor alanımızın sınırlarının dışına çıkabilmeliyiz. Çünkü konfor alanında kalmak;
*Kendimizi keşfetmemize ve yeni yetenekler kazanmak için uğraşmamıza engel olur.
*Risk almaktan korkmamıza neden olur.
*Özgüvenimizi zedeler.
*Cesaretimizi kırar.
Bir başka önemli adım ise, çevremizi gözden geçirmeli ve bize iyi gelmeyen, gelişimimizi engelleyen toksik kişileri hayatımızdan çıkarmalıyız. Unutmayın ki bu kişiler, bizi aşağıya çekmekten başka bir fayda sağlamayacaktır. Bize zarar veren bu ilişkiler yerine, her iki tarafa da, hem öğrenme hem öğretme fırsatı verecek, karşılıklı sorularla beslenen ve her iki tarafında birbirini etkin bir şekilde dinlediği sağlıklı ilişkiler kurmalıyız.
Peki İş Hayatımızı Nasıl Yenileyebiliriz?
İş Hayatında Yeniliğin, Gelişimin Formülleri Nelerdir?
Aslına bakarsanız yenilenme bir bütündür. İş hayatı ve özel hayat olarak ayırmak çok doğru değildir. Çünkü hem zihnimize, hem bedenimize iyi gelen her adım, otomatik olarak iş hayatımızı da, özel hayatımızı da olumlu etkileyecektir.
Ancak iş hayatı için, yukarıda saydığımız maddelere birkaç ekleme yapmak faydalı olacaktır.
Öncelikle kendimizi keşfederken, işimizi yaparken güçlü ve zayıf olduğumuz yönlerimizi de keşfetmeliyiz. Çünkü güçlü ve zayıf yönlerimizi tespit etmek;
*Enerjimizi doğru yönde kullanmamızı,
*Eksik ve ihtiyaçlarımızı tespit etmemizi ve bu eksikleri gidermek için eğitim vs gibi adımlar atmamızı,
*Zamanı doğru kullanmamızı sağlar.
Bir diğer önemli konu, işimiz ile ilgili gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler belirlemeliyiz. Değişim istemek demek, gerçekleri göz ardı etmek demek değildir. Herkes her işi yapamaz ve kurallar vardır. Örneğin, tıp okumadan doktor olunmaz.
İş hayatında ilişkiler özel hayatımıza göre farklıdır. Özel hayatımıza istemediğimiz kişileri almayabiliriz ama iş hayatında her zaman bu şansa sahip olamayız. Ancak bu kişilerle iletişimizin mesafesini ayarlamak bizim elimizdedir. Bize zarar verdiğini düşündüğümüz toksik kişilerin, sadece iş arkadaşımız olduğunu unutmamalı ve bu kişilerle sadece işle ilgili iletişim kurmalıyız.
İş hayatında gelişimimize katkı sağlayacak yeni bağlantılar kurmakta oldukça önemlidir. Bunun için kabuğumuzun dışına çıkmalı, sektörel etkinliklere, kurslara, seminerlere katılmalı ve özellikle linkedin gibi sosyal mecraları aktif kullanmalıyız.
İş hayatında son dönemde oldukça önemli olan “soft skill” beceriler dediğimiz, yani iş arkadaşlarımızla nasıl iletişim kurduğumuzu, sorunları nasıl çözdüğümüzü, işimizi nasıl yönettiğimizi gösteren teknik olmayan bu beceriler iş hayatında yenilenme konusunda son derece önem taşır.
Son söz;
“Bugün yaptığınız şeyi değiştirmezseniz, yarınlarınızın tamamı düne benzeyecektir.”
Comments