İyilik, hiçbir karşılık beklenmeksizin yapılan yardım, aynı zamanda da insan olmanın temellerinden biri olan bir davranış şeklidir.
Evren iyi-kötü, güzel-çirkin, mutlu-mutsuz, yaşam-ölüm gibi zıtlıklardan oluşmuştur. İnsanoğlu da bu zıtlıklar çevresinde yaşamını sürdürmektedir. Hiç kimsenin hayatı sadece pozitif kavramlardan ibaret değildir. Bu kavramların bazılarını, insan kendi hür iradesiyle hayatına dahil ederken, bazıları da insanın kendi iradesi dışında hayatına girer. İşte bu zıtlıklardan biri olan iyilik ve kötülük arasındaki tercihi de kişinin kendisi yapar.
Burada en önemli nokta şudur; iyiliği tercih etmek, kötülüğün azalması yolunda atılacak en önemli adımdır. Çünkü; içimizdeki iyilik arttıkça, en yakınımızdan başlayarak, çevremizin de yavaş yavaş değiştiğini, suda oluşan halkalar gibi büyüdüğünü ve büyüdükçe de kötülüğün azaldığını görebiliriz.
İyiliği tercih etmeliyiz çünkü;
İyilik kalpten gelir;
İyi bir kalp, asla başkalarına karşı duyarsız kalamaz.
İyi bir kalp, yaptıkları için karşılık beklemez.
İyi bir kalp, iyiliği kendi çıkarlarına alet etmez.
İyi bir kalp, başka kalplerin de iyilikle atması için çaba gösterir.
İyilik mutlu eder çünkü;
İyilik yapınca, pozitif ortam oluşur.
İyilik yapınca, yüzler güler.
Bilimsel olarak kanıtlanmıştır ki; iyilik yapınca, tıpkı yemek yediğimiz ve dinlendiğimiz zamanlarda ki gibi beynimizin zevk merkezi harekete geçer ve bu durum daha da fazla iyilik yapmayı tetikler.
İyilik hayata anlam katar çünkü;
Birilerinin kalbine dokunmak, onları mutlu etmek insanın hayatını onurlandırır.
İyilik insanın vicdani duygularını artırır. Vicdanı duyguları artan insanın hayatı daha da anlamlı olur.
İyilik ruhu temizler, stresi azaltır çünkü;
İyilik yapan insan kalbinin sesini dinler. Kalbinin sesini dinleyen insan daha sakin insandır.
İyilik yapan insan başkalarına karşı daha anlayışlı yaklaşır ve olaylar karşısında sakinliğini korur.
İyilik insanlarla ilişkilerimizi güçlendirir çünkü;
İnsan tek başına bir varlık değildir. Doğduğu andan itibaren sürekli büyüyen bir topluluğun parçasıdır ve bu topluluğu oluşturan bireyler, yaşam döngüsü içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar. İşte bu ihtiyaçlar dahilinde yapılan iyilikler insanları birbirine bağlar.
“Her şeyden önce iyi olalım, ondan sonra mutlu oluruz.”
Jean Jacques Rousseau
Son söz olarak;
İyilik bulaşıcıdır ve bu bulaşıcılık, karantina, maske veya herhangi bir önlem gerektirmez çünkü dünya için çok faydalıdır. Öyleyse kendimiz, ailemiz, sevdiklerimiz, geleceğimiz için, iyiliğin izinden gitmeli ve dünyaya bulaştırmak için çabalamalıyız.
Tuba Atalay Kocabıyık
Commentaires